ALASA, SİMULA; Karadeniz’de horon oynanınken söylenen, çömel-kalk komutu

Horon bilir misiniz?

Ya da horon sever misiniz?

Karadeniz insanı neşelidir. Heyecanlıdır. Hırçın öfkeli, dalgalıdır. Çabuk kızar, çabuk sakinleşir. Ruh hali hiç bir zaman dingin değildir. 

Yaşantıyı çözmüştür. 

Yaşantıya devam eden sağlıklı bir insanın, candan, kandan, damardan kalbi gibidir. Makineyle sahte kalple devam eden bir yaşamla, stabile bir ömürle tariflenemez, Karadeniz insanı..

Gönülle, inançla yaşar.  Alternatifleri de aklıyla çözer, gönülle karar verir. Artı ve eksileri enine, boyuna nüktedan yorumlarla çoğaltır. Çalışır, gayret eder, bekler. Bunca aceleciliğine karşı, sabrı büyük, neşesi güzel, eğlencelidir. Eğlenir, hem de nasıl… Coşkuyla, birlikte, el ele, gönül gönüle. 

Toplanır, hislenir. Hareketlenir. Tek bir kişinin ayaklarınla tempo tutması, ağır ağır ellerini kaldırması, horonun davetidir. Kimse Karadeniz’de. nazlanmaz bu davete. İlk ayaklananlar, daveti başlatanlar dik durur, mağrurdur, özgüvenlidir.

Giderek büyür, horonun çemberi. Karadeniz ‘Horon’ topraklarıdır. El ele, gönül gönüle. Efkarını yaşarken kayıplarına üzülürken, yokluğunu örterken avunmasıdır, direnmesidir. Dönüşleri, varışları, adımlarıdır. Omuz omuza güvendir, umuttur, sevgidir.  

Belki başka coğrafyalarda, horon sadece bilenler içindir. 7-8-10 mişi. Kaç kişiyse uyum olmalı, kulak olmalı, cesaret olmalı, usul bilmeli diye düşünülür. 

Ya Karadeniz’de?…

20-30 yıl öncesinde fındık harmandan kalkınca, çuvallanır ve hasat sonlandırılırdı. Sonbahar ile sükunete doğru geçilirdi.  Evin cesaretli büyüğü başlatır, bilen bilmeyen, küçüğü eklenirdi bu horona.

Aslı, “Asala!, Simula!” olan haykırmalar, Alaşa, kimula” inletirdi harmanları

Niyet, emeğin şükür eğlencesidir. birlikte olmak, dayanışma, paylaşmaktadır. Horona katılmak için hiç bir kriter yoktur. Ne yaptırım, ne zorunluluk, ne utanç, ne de yaş. Sonuçta bir bedeli de yoktur. Tıpkı bugün yaylalarda iç içe geçen büyük horon gruplarında olduğu gibi. Bilenlerin elinden tutan yüzlerce bilmeyen oynayamaz. Bırakır kendini, kemençenin ritmiyle topluluğun coşkusuna. Hiç bir kabahat yoktur, çoğalır horon halkaları iç içe geçerek. 

Ancak,

Bir horon ekibi izliyorsanız!…

Hayatı görmek değil, hareketlerin uyumu, sertliği, kuraların keskinliği, zarifliği sizi hayran bırakır.  Ekip olmak demek, donanımlı, uygun, yürekten hissedilenlerin birlikteliğiyle gerçekleşmesidir. İzleyenlerin beklentisi her zaman  büyüktür.

Sıksara, dik horon, parmak ucu (eşkiya) düz horon, Sürmene sallaması, Lankepson, izme, Akçaabat Sallaması, bıçak oyunu, karşılama ve daha bir çok oyunun kuralları, bölümleri, usulleri vardır. bilmeyen oynayamaz. Bilmeyenden beklenilemez. Hazır olmayan horona alınmaz. 

Horon deyip geçilmez. 

Bizi büyük bir HORON bekliyor. 

ALASA, SİMULA…