KÜNYE HAKKIMIZDA REKLAM
GUREBA ( GARİP, GUREBA) | ARİSTO
ARİSTO

aristo61@hotmail.com

GUREBA ( GARİP, GUREBA)

GUREBA ( GARİP, GUREBA)

Tdk sözlük anlamı; Kimsesizler, himaye edilmeye ve ve yardıma muhtaç olan kimseler gureba olarak tanımlanır.
Garabet; gariplik, farklılık. 
Rahat bir eğimle, yukarıdan aşağıya doğru kaldırımı yok, sola kıvrılıyordu. Rahat keyifli inişler hep sağdan; çıkışlar zorlanmalar usançlar ise hep soldan olurdu. Hatta dönerken kıvrılan yolun dik güneşi, ışığından çok eziyete eşlik ederdi. Aynı yolun geceleri, ürkütücü sessizliğinden sızan, ufak bir kaç ışıkla aydınlanırdı.Yüzyıllardır, sessizliğin içinden geçmiş çığlıklarını da itina ile saklardı.
Yol Edinburgh yokuşu da olsa, Trabzon Çömlekçi yokuşu da olsa, Arnavut kaldırımı ve aynı eğimdeydi.

Seslendiren;
- Hi, boy!
İle 
- Uşağumm! nidaları, sessizlikte çarpışırdı. Uzaklık farkı, zaman farkı ne olursa olsun, birini buluyordu. İki yokuşta garabette birleşirdi. Biri vebanın vehameti, diğeri gurabanın sefaleti. Her iki sokağın tarihinden her ne kadar asil insan grupları geçmiş olsada, tarih değişken garipliğiyle dönmeye devam ediyordu.

2-) YA KOKULAR? YA KORKULAR?
Kara isli taş kokusu, rutubet kokusu, yün kokusu, lastik ayakkabı kokusu, plastik top kokusu, demini almış çay kokusu, mayalı ekmek kokusu, kremalı scone kokusu, kahve kokusu, scotch whisky, hastalık kokusu hepsi bu iki sokak içinde mevcuttur.
- Zaman kokarmıydı? Kokuyordu işte. Bu kokular koktuğumun kanıtıydı. Hissediler ürperti ise korkunun.
14 Kasım 1950, İstanbul 
Garip öldü.
“ Şiiri kendine öğretilen şartlar içinde aradığından bir tabiileşme arzusunun mahsulü olan eserleri hayretle karşılayacaktır. Garip telakkisi, öğrendiklerini tabi kabul edişinden gelmektedir. Ona buradaki izafiliği göstermeliki, öğrendiklerinden şüphe edebilsin. (Kanık, zazı:41)
Garip akımı, garip hareketi (1940 yılları) ya da birinci yeni olarak bilinen: Orhan Veli Kanık, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Ardayın, öncülüğünü yaptığı şiir hareketidir.
          Ben Orhan Veli,
“ Yazık oldu Süleyman Efendiye”
Mısra- ı meşhurunun mübdii…
Duydum ki; Merak ediyormusunuz 
Hususi hayatımı, 
Anlatayım!

Evvela adamın, yani
Sirk hayvanı falan değilim.( Kanık, 2021:230)

Konu insan ise, zamanlardan geçen yaşam kesitlerinde, ivedi olan hiç bir durum yoktur.
Dün Ukrayna, bugün Filistin yarın bilinmezlere gebe. Şiir her duruma yerleşebilir. Acımasız yüze, korku dolu çocuk göze, can yakana, can satana. Her duruma. Okumak ve dinlemek, hisler üzerinden yürümek gibidir. Bazen yürek hafifletir, serinletir. 
Unutulurmu yaşananla?
Tabi ki hayır!
Ha firleyen yürek ile yeniden devam edebilir. Orhan Veli’nin dizelerindeki gibi tahayyül edilse de.
                      Gün Olur,
Gün olur, alır başımı giderim.
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda
Şu ada senin , bu ada benim, 
Yelkovan kuşlarının peşi sıra. 
                                                 (Aile, Temmuz 1947)
Rahmetle ve sevgiliyle anıyoruz;
Orhan Veli Kanık.


        YORUMUNUZU PAYLAŞIN



YOMRA’DAKİ DOĞALGAZ ÇALIŞMALARINI YETERLİ BULUYOR MUSUNUZ?

YOMRA’DAKİ DOĞALGAZ ÇALIŞMALARINI YETERLİ BULUYOR MUSUNUZ?