KÜNYE HAKKIMIZDA REKLAM
Bir Acının İki Yüzü: Unutulmaz Yıkımların Yıl Dönümünde | SEFA YILMAZ
SEFA YILMAZ

[email protected]

Bir Acının İki Yüzü: Unutulmaz Yıkımların Yıl Dönümünde

Bir gece vardı, karanlığın sessizliğiyle çığlıkların yankılandığı, o kara gece… Tarih 17 Ağustos 1999. Marmara'nın derinlerinden topraklar sarsılırken binlerce yüreği derinden yaraladı. Şehirlerin gürültüsü, o an bir anda suskunlaştı, insanlar umutlarını moloz yığınları arasında aramaya başladı. O gece sadece binalar değil hayaller de yıkıldı. Bir ülke bir daha asla eskisi gibi olamayacağını anladı.

Yıllar geçti. O depremin izleri anılara karıştı. Ama ne zaman bir sarsıntı hissetsek aynı korku içimizi kapladı. 24 yıl boyunca hep konuşuldu. “Ders alındı mı, yarınlara hazır mıyız?” diye soruldu. Ancak cevap 6 Şubat 2023'te bir kez daha acı bir şekilde verildi. Kahramanmaraş’ın kalbi 24 yıl önceki Marmara’nın yaralarını bir kez daha açtı. Bu kez daha büyük bir yıkımla, daha büyük bir acıyla karşı karşıyaydık. O gece yalnızca binalar yıkılmadı; ihmalin, tedbirsizliğin, unutulmuşluğun enkazı da üzerimize çöktü. Yetmedi, yüzümüze daha sert vurması için gün ışında aynı kabusları ikinci kez yaşadık.

24 yıl önce yaşadığımız acı ne yazık ki bir kez daha tekrarladı. Üstelik bu sefer daha ağırdı, daha zordu. Binlerce canı daha kaybettik, aynı çığlıklar bir kez daha yükseldi gökyüzüne. Ve bir kez daha anladık ki geçmişin ihmallerini geleceğin acılarına dönüştürüyoruz. Her ne kadar unutmaya çalışsak da bu ihmallerin bedelini tekrar tekrar ödüyoruz.

Oysa ne çok şey söylenmişti; yeni bir sayfa açılacak, daha sağlam yapılar inşa edilecek, daha güvenli şehirler kurulacaktı. Ama gördük ki ihmal edilen her şey 24 yılın ardından bir kez daha karşımıza çıktı. Aynı acıları yaşadık, belki de daha kötülerini gördük. Bu sefer yıkım sadece fiziksel değildi; umutlarımız, güvenimiz, yarınlara dair inancımız da enkaz altında kaldı.

Bugün 17 Ağustos günü ile Marmara Depremi ve Kahramanmaraş Depremlerini bir kez daha hatırlıyoruz. Yitirdiğimiz canları, hayallerini yarıda kalanları, enkaz altında umutlarını bırakanları… Ama aynı zamanda ihmallerin, ders alınmayan geçmişin bedelini de anıyoruz. Bu topraklar geçmişin acılarına rağmen yeşermeye devam edecek evet; ama her seferinde daha da büyük bir bedel ödemek zorunda kalmamak için yaralarımızı sarmalı, ihmallerin üzerine gitmeli, bir daha aynı acıları yaşamamak adına gerçekten harekete geçmeliyiz. Bir deprem gecesinin karanlığında bile sabahın ilk ışıkları umut doludur. Ama o umut ancak geçmişin hatalarından ders alındığında gerçekten aydınlanır. Biz her sabah yeniden doğmayı bilen bir milletiz ve artık bir daha böylesine yıkılmamak için daha fazla bilinçlenmeliyiz.

Bugün 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 25. yılı ve kaybettiklerimizi bir kez daha rahmetle anıyoruz. O karanlık gecelerde hayatını kaybeden her can hafızalarımızda ve kalplerimizde sonsuza dek yaşayacak. Ancak onların anısını yaşatmak geride kalanların sorumluluğudur. Her adımımızda, her yeni başlangıcımızda onların hatırasını onurlandırarak, daha güvenli ve umut dolu yarınlar inşa etmek için çalışmalıyız. Tüm kaybettiklerimizin mekânları cennet olsun.


        YORUMUNUZU PAYLAŞIN



YOMRA’DAKİ DOĞALGAZ ÇALIŞMALARINI YETERLİ BULUYOR MUSUNUZ?

YOMRA’DAKİ DOĞALGAZ ÇALIŞMALARINI YETERLİ BULUYOR MUSUNUZ?