Bir zamanlar bayram sabahları çocukların en heyecanla beklediği günlerdi. Erkenden kalkılır, en güzel kıyafetler giyilir, ellerde şeker poşetleriyle mahalle mahalle dolaşılırdı. Kapılar çalınır, “Bayramınız mübarek olsun.” denir ve avuç avuç şekerler, kuruyemişler poşetlere doldurulurdu. O dönemde çocuklar için bayram tatil değil bir şenlikti. Hem cebe hem de kalbe dokunan bir heyecan kaynağıydı.
Ancak zaman geçti, hayat değişti. Şimdilerde bayram ziyaretleri azaldı, kapı kapı dolaşıp şeker toplama alışkanlığı bir nostaljiye dönüştü. Apartman hayatı, teknolojiye olan bağımlılık ve yoğun yaşam temposu, bu eski bayram neşesini gölgede bıraktı. Bugün şeker toplamak bir gelenek olmaktan çok, geçmişin tatlı bir hatırası olarak anılıyor. Ama Karadeniz’in özel günlerinden biri, bu nostaljiyi hâlâ canlı tutuyor: Kalandar Günü.
Ocak ayının 13’ünü 14’üne bağlayan gece, Trabzon’da çocuklar için adeta ikinci bir bayram gibi. Eski kıyafetler bulunur, yüzler boyanır, bir poşet alınır ve sokak sokak dolaşılır. Çocuklar gruplar halinde her kapıyı çalarken maniler, tekerlemeler söyleyerek hediyelerini isterler. Ev sahipleri poşetlere şeker, fındık, meyve ya da küçük harçlıklar koyar. O poşetler doldukça çocukların gözlerindeki parıltı artar, sokaklar da kahkahalarla dolar.
Kalandar günü sadece çocuklar için değil, yetişkinler için de eski bayramların kaybolan ruhunu yeniden canlandırır. Kapılar neşeli kahkahalar ve komşuluk bağlarını hatırlatan samimi selamlarla açılır. Poşetlerin içine sadece bir avuç şeker, fındık, meyve ya da harçlık değil, yılların eskitemediği bayram sabahlarının özlemi de atılır.
Bu özel gece çocukların özgürce dolaşıp kahkahalar attığı, komşuların neşeyle kapı açtığı bir gelenek. Eski kıyafetler, boyanan yüzler ve küçük poşetler belki sembolik ama aslında o gece çocuklar sadece bir şeyler toplamıyor; evlere umut, mahallelere mutluluk taşıyor. Çocukların neşesi, büyüklerin içten gülümsemeleriyle birleşiyor, sokaklar adeta geçmişin o sıcak bayram havasıyla doluyor.
Bu yıl Kalandar gecesi, eski bayramların sokakları dolduran neşesini özleyenler için adeta bir fırsata dönüştü. Çocuklar ellerinde poşetleriyle kapı kapı dolaşırken, yetişkinler de bu coşkuya katılmaktan geri durmadı. Festival ve etkinliklerle mahalle meydanlarında toplanan kalabalıklar, eski bayramların o şenlikli havasını hatırlattı. Sokaklarda yankılanan kahkahalar, horon halkalarının bitmeyen ritmi, herkesi evde oturmaktan alıkoyan bir coşkuya dönüştü. İnsanlar bir zamanlar bayramlarda yaşanan o içten heyecanı adeta yeniden keşfeder gibi Kalandar’ı fırsat bilip yalnızca bir gece için değil, geçmişin tatlı hatıralarını yeniden yaşatmak için sokağa çıktı.
Belki eski bayramlardaki gibi sokaklarda şeker toplayan çocuklar azalmış olabilir ama Kalandar, Karadeniz’de o güzellikleri yaşatmaya devam ediyor. Bu gelenek hem çocuklara hem de yetişkinlere paylaşmanın, bir arada olmanın ve hayatın küçük mutluluklarını kutlamanın ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor. Kim bilir, belki de bayramların kaybolan o sıcak ruhunu yeniden bulmanın yolu, Kalandar’ın saf ve samimi havasından geçiyor.
Geçmişin sıcak, neşe ve huzurla dolu sokaklarına bir adım daha yaklaştığımız, kalbimizin en derin köşesinde sakladığımız eski bayramların mutluluğunu yeniden yaşadığımız nice Kalandar gecelerine…