Trabzonspor bugün kendi evinde Fenerbahçe’yi ağırladı. Karşılaşmanın ardından konuşan Fenerbahçe teknik direktörü Jose Mourinho, özetle şu ifadeleri kullandı:
Jose Mourinho açıklamasında, "Bugün maçın adamı Atilla Karaoğlandı.. Maçın hakemi oydu. Sahanın içinde genç bir hakem vardı ama arka tarafta Atilla Karaoğlan vardı Görünmeyen bir adamdan maçın en önemli adamı olmayı başardı. Ben bütün Fenerbahçe taraftarları adına konuşuyorum o hakemi istemiyoruz Bize bugüne kadar çok kötü geldi. VAR Hakemi olarak da saha hakemi olarak da istemiyoruz Özelilke VAR Hakemi olarak istemiyoruz. Buraya gelmeden önce bir çok şey söylendi, inanmamıştım, söylenen de kötüydü. İyi rakiplere karşı oynuyoruz, çok iyi hocaları, iyi takımları var. Bugün iyi takıma karşı oynadık ama VAR karşı da oynadık. O yüzden kazandıktan sonra bu şekilde kutlama yaptık. Çok güçlü insanlara karşı bu mücadeleyi oynadık. Bana yarısını anlattılar, tamamını anlatsalardı gelmezdim" dedi.
Mourinho maç sonu toplantısında ise şu ifadeleri kullandı:
Kesinlikle ama kesinlikle Trabzonspor’a karşı bir durumum yok. Yıllar boyunca iki kulüp arasında bir rekabet var ama bu rekabet benimle değil. Ben burada Roma ile de oynadım. Çok güzel bir stat takımlarını her zaman destekliyorlar. Takım elinden geleni en iyisini yapıyor sonuçları almak için ama bazı oyuncular var ki onlar çok iyi biliyorlar. Şunu öğrenmişler ki Fenerbahçe'ye karşı oynadığınız zaman sistemde sizden yana. Dolayısıyla bu oyuncularda bu duruma adapte oluyorlar. Trabzonspor'dan bazı oyuncular bunu biliyorlardı ki bunu da akıllı bir şekilde kullandılar. Belirtmiş olduğum gibi asla Trabzonspor'a karşı bir durumum yok. Onlar için en iyi dileklerimi diliyorum ama sisteme karşı oynamak gerçekten çok zor. Bugün de sistemin bir adı vardı o da Atilla.
Atilla, İlk yarıda muhtemelen çay içiyordu. Tabi ki alkol içiyor diyemem ama muhtemelen o sırada Türk çayını içiyordu. Çünkü bıraktığı yapılan çok net bir kırmızı kartta eğer Fenerbahçe oyuncusu böyle bir pozisyon yapmış olsaydı muhakkak uyanırdı ve saha içerisindeki hakemler kart vermekten korkmazdı. Ama bize karşı olduğu zaman hakemler karar vermeye korkuyorlar. İlk penaltı aslında Atilla penaltısıydı. İkinci penaltıyı ben klübeden gördüm ve direkt olarak şunu düşündüm. Evet bu bir penaltı ki daha sonrasında televizyondan, ekrandan izlemedim ama benim düşüncem, benim hissedim ikincisinin penaltı olduğuydu. Evet bir penaltı kazandığı zaman büyük ihtimal gole atıyor, gole yaklaşmış oluyor ama o penaltıyı atamasalar da maç 1-1 olsa bile 1-1 bizi mutlu eden bir skor değildi. Bu yüzden zaten o değişikliği yapma kararını vermiştik. Ama bana göre en büyük skandal maç içerisinde leyinize verilmeyen penaltı belirtmiş olduğum gibi bence yurtdışında çok fazla insan Türk ligini izlemiyor. Hatta Londra'da muhtemelen biz de oğlum izliyorduk Türkiye ligi maçlarını ama ben bu pozisyonu instagramıma koyacağım. Çok fazla olmasa da yaklaşık 5 milyondan fazla izleyecekler