Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever: “Bugün itibarıyla 14 havzamızda su-nüfus projeksiyonlarına baktığımız zaman, maalesef kuraklıkla can çekişiyor. Belirli tedbirleri alırsak bu havzalardan bir kısmını kurtarabileceğiz“
Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğünce yürütülen "Yeşilırmak ve Batı Karadeniz Havzaları Kuraklık Yönetim Planı" kapanış toplantısı, Çorum'da gerçekleştirildi.
Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever, kentteki bir otelde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, su stresi altındaki ülkelerden Türkiye'de her vatandaşın suyun "vatan" olduğu bilinciyle hareket etmesi gerektiğini söyledi.
Nüfus artışı ve iklim değişikliği gibi etmenlerden dolayı kişi başına düşen su miktarının azaldığını belirten Sever, "Türkiye, Falkenmark İndeksi'ne göre su stresi altında bir ülke. Çünkü kişi başına günlük 1313 metreküp su düşüyor. Eğer bu binin altına düşerse, su kıtlığı çeken, 1700'ün üzerine çıktığında da su zengini bir ülke olacağız." dedi.
Türkiye'de 2011'de Su Yönetimi Genel Müdürlüğünün kurulduğunu aktaran Sever, kurumda Avrupa Birliği normlarına uygun, bilimsel yöntemler kullanarak havza bazında taşkın yönetimi ve su tahsisi planları yaptıklarını anlattı.
Sever, planların uygulanmasında sorunlar yaşadıklarına işaret ederek "Sayın Bakanımızın başkanlığında Su Yönetimi Kurulu var. Onun altında havza yönetim kurulları ve il su kurullarımız, valilerim, il müdürlerim var. İl su kurulları toplantılarını yapıyor olmanız lazım ama bu konuda maalesef yeterince farkındalık ve bu işe ciddiyet verme yok." diye konuştu.
Türkiye'nin son dönemlerde kuraklık tehlikeleri yaşadığına dikkati çeken Sever, göllerde su çekilmelerine bağlı hidrolojik kuraklık görüldüğünü, 6 hafta önce başlayan yağışların bir hafta gecikmesiyle tarımsal kuraklığın da yaşanabileceğini vurguladı.
Her gün barajların doluluk oranlarını takip ettiklerini dile getiren Sever, şöyle devam etti:
"Şu anda Bursa'da özellikle kar erimeleri nedeniyle son yağışlarla geçen sene seviyesini geçti. Hala İstanbul'da, Marmara Bölgesi'nde barajlarda doluluk oranları istenilen seviyeye, geçen seneyle karşılaştıracak olursak denk değil. Ankara'da iyi durumda. İyi durumda derken, geçen seneyi yakaladı. Geçen sene de azdı. Her geçen gün iklim değişikliği etkileri nedeniyle kuraklıklar yaşıyoruz. Bu bazen tarımsal, bazen meteorolojik, bazen hidrolojik kuraklık şeklinde oluyor. Buna 'dur' dememiz, iklim değişikliğiyle barışık olmamız, uyum kapasitemizi artırmamız lazım."
Sever, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan himayesinde yürütülen "Su Verimliliği Seferberliği" kapsamında geliştirilen Su Verimliliği Stratejisi Belgesi ve Eylem Planı'nın 4 Mayıs itibarıyla yürürlüğe girdiğini kaydederek, şunları söyledi:
"Hepimize görevler düşüyor. Bireysel olarak suyu nasıl kullanacağımız, belediyelerin şebeke kayıplarını nasıl önleyeceği, tarımsal sulamada randımanı nasıl artıracağımız, endüstriyel su kullanımında randımanı yüzde 50 seviyesine nasıl çıkaracağımız gibi hususları içeriyor eylem planı. Türkiye yarı kurak iklim kuşağı içerisinde. İklim değişikliğinin su kaynaklarına etkisi konusunda projelerimizi tamamladık. Her havzada su-nüfus projeksiyonlarını yaptık. Bugün itibarıyla 14 havzamızda su-nüfus projeksiyonlarına baktığımız zaman, maalesef kuraklıkla can çekişiyor. Belirli tedbirleri alırsak bu havzalardan bir kısmını kurtarabileceğiz. Dolayısıyla hayatımızı suya göre planlama vaktimiz geldi ve geçiyor."